
Burada yer alan öğelerin gerçekle hiçbir ilgisi yoktur. Ben dahil, yaşadığım her şey tamamen hayal ürünüdür... - Eltaeb -
21 Nisan 2008 Pazartesi
Karanlık korkusu - kelimelere dökülen bir rüya...

10 Nisan 2008 Perşembe
Palyaço...
"Her şeyi bırakıp gitme isteği"... Saçmalık...
İstemek kolaydır... Bir nevi kaçıştır. Ya da en baştan başlama isteği. Genelde bu isteğini gerçekleştiremeden başka bir çarka girer ve her şeyi bırakıp gitmek istediğini bile unutursun. Sonra biraz boş vaktin olunca ya da kendinle kalınca yine bir eser öyle. Sonra yine bir işin çıkar ve unutursun. Böyle geçer gider hayat. Sonra da istemeden her şeyi bırakıp gidersin...
3 Nisan 2008 Perşembe
Sustukça yaş(al)ıyorum...
Ne çok yazardım eskiden... Sustukça yazardım. Yazdıkça susardım. Belki de, her ne kadar karmaşık görünse de o yaşlarda yaşam, o kadar da netti - ki hızla yazabiliyordum. Öyle ki, yetişemiyordu elim aklımdan geçen kelimelere.
Bu gün yine aldım kalemi elime. Öylesine karalayım diye. O kadar çok şey geçtiki aklımdan... Yazamadım. Hangi birinden yola çıkacaktım ki? Hangi "Gökçe"yi yazacaktım? Neyin peşinden gidecektim?... Bembeyaz kağıdı izledim uzun süre. Zihnimin renkli odalarında dolanan bir şeyleri kovaladım durdum. Yakalayamadım. Ya yazacak kadar net değillerdi ya da yazacak kadar önemli...
O yaşlarda öyledir ya. Ne hissetsen, ne görsen önemlidir, heyecan verici. Hemen paylaşmak istersin herhangi bir şeyle. Bir resim ile, bir şarkı ile, bir kağıt ile. Şimdiyse yaşananlar çok daha yoğun, çok daha değerli, çok daha dolu olmasına rağmen hali olmuyor belki de insanın paylaşmaya. Her şey o kadar hızlı gidiyor ki, her şey o kadar hızlı değişiyor ki, onu paylaşmanın bir manası kalmıyor. Havada asılı kalmış onca kelime bulutu gibi. Anlattıkça anlamsızlaşacak sanıyorsun yaşadıkların, gördüklerin, hissettiklerin... Ve susuyorsun... Ceplerine doldurmaya çalışıyorsun bütün bunları. İstediğinde çıkarıp şöyle bir bakmak için.
İşine nasıl gelirse işte... İşime nasıl gelirse belki de...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)